Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

OTOMOTİV HUKUKU

Türkiye’deki yıllık otomobil satışı, 550 binin üzerindedir. Bir diğer ifadeyle her yıl yarım milyondan fazla otomobil satışa konu olmaktadır. Diğer yandan otomobil fiyatları gerek döviz gerekse arz-talep dengesizliği sebebiyle sürekli artma eğilimindedir. Bu iki unsur; hem satış adedinin hem de fiyatların yüksekliği, yaşanan uyuşmazlıkların çözümünü daha önemli kılmaktadır.

Otomotiv satışları yaygın olarak satıcı ile tüketici arasında gerçekleşmektedir. Bu tür işlemlerde, yani taraflardan birinin tüketici olduğu otomobil satışlarında, tüketici hukuku uygulama alanı bulmaktadır. Kamuoyunda “Tüketici Kanunu” olarak bilinen, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, yürürlüğe girdiği 28.05.2014 tarihinden bu yana, tüketicilere önemli haklar tanımaktadır. Şüphesiz bu hakların en önemlisi, ayıptan sorumluluk halinde tüketicinin seçimlik haklara sahip olmasıdır. Bu doğrultuda, tüketici işlemleri bakımından otomobilin ayıplı olması halinde, otomobilin yenisiyle, kanundaki ifadeyle ayıpsız misliyle değiştirilmesi mümkündür. Uygulamada otomobil şirketleri, ayıplı otomobilin yenisiyle değiştirilmesine yönelik talepleri reddettiği için yaşanan uyuşmazlıklar dava konusu olmaktadır.

Elbette ki otomotiv satışına ilişkin her işlemde tüketici hukuku uygulama alanı bulmaz. Bir başka ifadeyle taraflardan birinin satıcı, diğerinin tüketici olmadığı pek çok işlem söz konusudur. Ticari satışlarda 6502 Sayılı Kanun uygulanmayacağı için, ayıptan sorumluluk halinde, hak kaybına uğramamak adına doğru ve titiz bir strateji izlemek gerekir. Zira böyle bir uyuşmazlıkta tüketici pozisyonunda olmak önemli birtakım korumalar sağlamaktayken, uyuşmazlık konusu otomobilin şirket adına alınmış olması dolayısıyla tüketici vasfının olmaması halinde, bu korumalardan yararlanmak mümkün olmaz. Bu da, otomobilin ayıplı olması sebebiyle uğranılan zararın giderilmesini güçleştirmektedir.

Avukatlık Büromuz otomobil hukukuna ilişkin önemli uyuşmazlıklarda müvekkillerini temsil etmektedir. Bunu yaparken, dava stratejisini hassasiyetle oluşturmaya odaklanmaktadır. Uyuşmazlığın temeline inerek hukuki işlemi tespit etmek, hukuki dayanakları isabetli şekilde belirlemek ve tüm bunları yargılamada doğru bir kurguyla ileri sürmek Avukatlık Büromuzun başarıyla tecrübe ettiği bir alandır.